Çarşamba, Aralık 04, 2013

Hindistan

Bir ayda sadece 1800km yol yapmışız.
Tam 1 ay önce Hindistan'a girdik. Toplam 1800km yol yapmışız. Yollar Delhi'ye kadarki kısımda aşırı kalabalık, bazen ciddi anlamda bozuk ve keyifsizdi. Bazen bilgisayarda oyun oynarken sağdan soldan canavarlar çıkar, ve sen pür dikkat hiçbirine değmemeye çalışırsın ya, aynen öyle geçti bazı günler. Fakat 150-200km sonraki şehre de ulaşmaya çalışınca bu oyun bazen 7-8 saat sürdü. Ben ve benim gibi sürdüğüne inandığım biçok tanıdığım için yolun hehangi bir yarım saatlik kesitini tek başına değerlendirirsek hiçbir problem yok. Her taraftan çıkan yaya ve araçlarla bi şekilde akıyorsunuz. Sorun, artan süreyle birlikte ortaya çıkan yorgunluk ve tahammülsüzlükle başlıyor. Neyse ki bu 1 ayda bu gezinin uzun olduğunu, o akşam bir yere varmanın değil genel resme bakıp daha sabırlı olmayı becerebilmeye başladım. Üstelik artık kornalardan da rahatsız olmuyorum, cidden :) Demek ki insan herşeye alışıyor.
Delhi'de kaldığımız sürede motosiklet kiralayıp 2 günlüğüne Agra'ya, Taj Mahal'i görmeye gittik. Iyi ki de gitmişiz çünkü yol müthişti ve biz o yolu görmeseydik Hindistan'da bir süre trenle seyahat etmeyi planlamaya başlamıştık. Neyse ki Delhi'den güneye, Rajastan bölgesinde yol şartları sürüşe uygun :) Bu 1 ayda önce Şihizm'in en önemli tapınağı, Golden Temple'ın bulunduğu şehir Amritsar'a, sonra biraz kuzeye, Himalayalarin eteklerinde Tibet halkının yaşadığı McLeod Ganj'a gittik. Dağlardan indik, Pakistan-Hindistan halklarinin ayrilmasi sebebiyle sifirdan tasarlanan Le Corbusier tasarimi Chandigarh'a vardik. Oradan kuzeydoguya, Beatles sayesinde yoga ve meditasyon merkezi olarak unlenmis Rishikesh'te yogayla 8 gun gevsedik. Haydi bakalim kaosa hazirmiyiz, haziriz, Delhi'ye vardik. Daha sonra buraya donecegiz, azcik gezelim, sonra bakariz bi daha diyip pembe sehir Jaipur'a, oradan da tapinakli göllü Pushkar'a gittik. Simdi çöle ve Pakistan'a komşu Bikaner'deyiz. Dün akşamüstü buradan deveyle tura ciktik, en basit ucgen cadir vardir ya, hic kalmamisim o tip cadirda, cok guzeldi. Bir de aksam ates basinda bir Fransiz, bir Sirp, bir Isvicreli ve biz oturmus laflarken kampi ne kadar ozlemisim dedim.Sabah tekrar deveyle, ama bu sefer arkasindaki arabasinda koylerden, yerfistigi tarlalarinin arasindan gecerek, Hintli cocuklarla "Helloo"laşıp el sallaşarak sehre donduk. Yarin Jodhpur'a gidiyoruz. 3 gunde bir farkli yerdeyiz. Heryere alisiliyor, zevk de aliniyor. Bircok kisi yemeklerle aramizin nasil oldugunu sormakta, emin olun harika :) Demet'le aramizda konusuyoruz, bir tek aileleri ve dostlari ozledigimizden arkamiza bakiyoruz. Yoksa yolumuz çok çekici :) Bir sürpriz; sanirim Myanmar'dan Tayland'a geçebilecegiz, detaylari biz de bilmiyoruz. Merakla bekliyoruz...